Zaman yönetimi ve bu konuda verilen eğitimler hepimizin iş hayatında sıkça karşılaştığı bir konu. Peki, ister uzman ister yönetici olsun ofiste zamanımızı gerçekten verimli kullanıyor muyuz? Benim bu zamana kadar olan deneyimlerime göre zamanını, iş yapmak ve üretmek için değil, sürekli kulis ve lobicilik yapmak için harcayanların sayısı hiç de az değil. Duruma göre davranışlarını şekillendiren insanlar iş hayatında başarılı değil, ama uzun soluklu kalıyor. Yani iş odaklı olmaktan çok, elinde dosyalarla toplantıdan toplantıya koşan ama zaman bana yetmiyor, çok çalışıyorum diyerek, finalde çözümlenmiş işler yığını ve başarıya ulaşmış bir projeler topluluğu ile karşımıza çıkıyorlar. Bu örneği vermiş olmam doğru olduğunu ispat etmez tabi ki ama olduğundan ya da kapasitesinin ötesinde rollere bürünmekte bir beceri aslında, ben iş ve sosyal hayatında direkt biri olduğum için bunu hiç beceremedim. Diğer taraftan günlük çalışma saati içerisinde çok çalışmanız da verimli olduğunuzu göstermiyor. Geceleri hep mesailere kalıyorum, cumartesi pazar elimden bilgisayar düşmüyor diyenden daha çok korkun. Kesin yanlış giden bir şeyler vardır. Elbette benimde çok kez yasadığım, bazı dönemlerde çok fazla iş üst üstte gelebiliyor ve siz ekstra çalışmak durumunda kalıyorsunuz ama benim bahsettiğim bunu söylemeyi alışkanlık haline getirenlere…
Bazen şirketlerin sadece toplantılara girmemiz için bize maaş ödemelerine de şaşırıyordumJ Evet toplantılar elbette önemli ama uzun saatler süren, egolarımızı ispat edeceğimiz yerler değil. Toplantıların asıl amacı, bir akışın üstünden geçmek, fikir alışverişini yapmak ve değerlendirmeler üzerine olmalıdır. Toplantılar sizin öğrencilerinize ders verdiğiniz üniversite kürsüleri de değil! Yani zamanı verimli kullanmak, bize daha çok problem çözmemize, daha başarılı işlere odaklanmamıza neden olur.
Einstein sevdiğim bir sözü vardır “Bir şeyi basitçe anlatamıyorsanız yeterince anlamamışsınız demektir” Bazen bir-iki cümle ile anlatabileceğiniz konuyu sadece kendini dinlettirmek için bir saate anlatanlara hepimiz şahit olmuşuzdur. Özelikle zaman yönetimi ile ilgili eğitimler aldım ve birçok yayın okudum diyenlerde bile gerçekte bunu hayatlarında uygulayamıyor.
Zaman herkes için çok değerli çünkü geri dönüşü olmayan ve satın alamayacağınız bir kavram. Bizim için bu kadar değerli olan bir kavram, şüphesiz size maaş ödeyen şirket için de değerlidir. Hatta şirketlerin artık sigara içmeyen çalışanı tercih etmelerinin altında da bu gerçeklik yatıyor. Çünkü sigara içen ve içmeyen çalışan arasında günde bir saatlik çalışma farkı oluyor. Bu da yaklaşık ayda 2,5 gün sigara kullanan çalışanın, kullanmayan çalışana göre az çalışmasına neden oluyor.
Tabi bu öneriler zamanını boşa harcayan ya da verimli kullanmayanlar için. Bunları yapıp mesai saatleri dışında yada geceleri harika fikirler üreten insanlar da var. Yani başarı toplam çalışma saatine ya da sigara içmek için ayrılan molalara bağlı değil. Ama özelikle kendini geliştirmek isteyenler için zamanı verimli kullanmak ek gıda gibidir.
Şimdi bir iletişimcinin eskiye oranla artık daha çok araştıracak konusu, geliştirecek yetkinlikleri var. 360 derece iletişim ile sadece offline değil online dünyanın da hızına ayak uydurmamız için zamanımızı faydalı kullanmamız önemli.
İşinize gerçekten vaktinde gelin, molalarınızı kısa tutun, şahsi telefon konuşmalarınızı olabildiğince aza indirin, dedikodu ile vakit harcamayın, az konuşun çok düşünün, öğlen yemeği için bir saat inanın yeterli, toplantılarda faydaya odaklanın ve her zaman yeni bir şeyler okumak ve izlemek için kendinize fırsat yaratın. Yoksa hayat bunları yapmadığınızda da elbette devam ediyor ve siz maaş almaya devam ediyorsunuz. Ancak kariyerine YATIRIM yapan insanlar çok iyi bilirler ki bazen onlara 24 saat bile yetmiyor ve daha başarılı olabilmek içinde yüksek çaba ve gayret göstermeleri gerekiyor. Önce kendi yararınız için boşuna zaman harcamamayı kendinize disiplin haline getirin. Unutmayın gün herkes için 24 saattir. Ve farkı yaratanlar onu verimli kullananlardır.
by Burcu Guven
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder