Baltık Denizi kenarında Neva Nehri üzerine yayılan 42 adacıktan oluşan Rusya'nın Avrupa'ya açılan kapısı...
Dönemler boyunca ismi sırasıyla Petrograd, Leningrad ve St Petersburg olarak değişmiş sihirli bir şehir. Çar I Petro (Deli Petro) tarafından kurulan St Petersburg, Venedik ve Roma sentezi olarak inşa edilmiş. Moskova'dan 1 saatlik eski bir rus uçağı ile bu şehre indiğimde gerçekten Avrupa'ya gelmiş gibi hissettim. Çünkü Moskova ve diğer Rus şehirlerinden farklı olarak konumlanmış. Bu şehir denilince aklıma ilk Dostyoyevski'nin bu şehirde geçtiği eserleri Suç ve Ceza, Ezilenler ve Beyaz Geceler kitabı geliyor. Zaten yıl boyunca çok fazla turist olan bu şehir havanın çok geç kararması ile Beyaz Gecelerin (haziran ve temmuz aylarında ) şehri olarak da biliniyor.
Şehir diğer Rus şehirlerinden gerçekten çok farklı, adete bir açık hava müzesi ve sanat şehri. Bu şehirde gezilecek o kadar yer var ki hepsini tam hakkıyla gezebilmeniz için en az 1 hafta kalmalısınız diye düşünüyorum. Sadece Ermitaj müzesini en hızlı şekliyle gezseniz 4 saatte çok hızlı bir tur atabiliyorsunuz. Her esere 10 sn bakabilseniz ancak 3 ay da, tam inceleme yapmak isterseniz 3 yılda bitebiliyormuş:))
Özelikle som altından kubbeler, görkemli saraylar, mavi, pembe ve sarının pastel tonları ile boyanmış yapılar ve soğan kubbeleri ile gezmeye doyamayacağınız bir şehir...
Ermitaj Müzesi (İngilizce ismi ile Hermitage Museum)
Dünyanın en büyük ve eski müzelerinden olan Ermitaj Müzesi, 1764 yılında Çariçe II Katerina tarafından kurulmuş, ancak 1852 yılında kamunun hizmetine açılmıştır. Yaklaşık 3 milyon sanat eserinden oluşan müzenin koleksiyonunun çok az bir kısmı sergilenebilmektedir. Ermitaj Müzesi dünyanın en büyük resim koleksiyonuna sahiptir. Müze en çok tablo koleksiyonu bulunması nedeniyle Guiness Rekorlar Kitabında yer alır.
Dünyanın en büyük müzelerinden olan Ermitaj, müthiş bir binalar zincirinde yer alır. Bu yapıların en etkileyicisi Kışlık Saray'dır.Buraya Küçük Ermitaj'ı ekleyen Büyük Yekaterina, giderek büyüyen sanat koleksiyonu için 1771-1787 yılları arasında Büyük Ermitaj'ı yaptırmıştır. Tiyatro 1785-1787 yılları arasında, Yeni Ermitaj ise 1839-1851 yılları arasında inşa edilmiştir. 1990'ların sonunda da Genelkurmay Başkanlığı Karargahı da müzeye eklenmiştir.
Büyük Yekaterina 1764 ve 1774 yılları arasında Batı Avrupa'nın en iyi sanat eserlerini toplamış, 2500'den fazla resim, 10.000 değerli taş, 10.000 çizim ve sayısız gümüş ve porselen parçayı koleksiyonuna katmış. Onun ardından gelenlerin hiçbiri Yekaterina kadar başarılı alımlar yapmamıştır. Devrim'den sonra çarlık mallarının ulusa açılması ve özel mülkiyetin kaldırılmasıyla Ermitaj'a daha da çok sanat eseri getirilmiş. Böylece burası dünyanın önde gelen müzelerinden biri olmuş. Ayrıca müze önündeki alanın ortasında 1834’den beri 48 metre uzunluğunda ki Alexander Kolonu bulunmaktadır.
Ayrıca bu saray Kışlık Saray olarak da kullanılmıştır.1732'den 1917'ye kadar Rus İmparatorları'nın kaldığı resmi saraydı. 1917'de Rus Devrimi sırasında Bolşevikler tarafından ele geçirildi; ve imparatorluğa son verildi.
Saint Isaac's Cathedral ( Aziz İshak Katedrali)
Aziz İshak Katedrali'nde beni en çok etkileyen zümrüt yeşili ve safir mavisi sütunları olmuştu. Bu katedral ihtişamı, tavan yüksekliği ve tavan işlemeleri ile adeta bir sanat eseri. 19. yüzyıla ait mimar A.Montferrand tarafından yapılmıs olağanüstü eserlerden biridir. St.Isaac Katedrali dünyanın en büyük kubbeli yapılarından biri. 11.000 kazık temel üzerinde yükseliyor. Aynı anda onbin kişiyi içine alabilecek kadar da büyük. 21.8 metre çapındaki kubbesinde kullanılan saf altının miktarı 100 kg. İhtişamlı devasa görünüşüyle seyredenleri etkiliyor. 30 Mayıs I.Petro’nun doğum günü, Aziz Isaac o günün patronu olduğu için katedrale onun adı verilmiş. Burası 1.Pedro ve Katerina’nın tarihi evliliğine mekan olmuştur: Rusya nın ana katedrali kabul edilir. Dış cephesi 112 granit kolonla cevrilidir. İçerisi ise heykeller, parlatılmış taşlar, resimler, mozaikler ve özel camlarla kaplanmıştır.
Yaklaşık 300 basamakla Kathedralin çatısına çıkarak çepeçevre Petersburg’ şehrini yukarıdan seyredebilirsiniz.
Muhteşem Aziz İshak Katedrali'nin inşaatı 40 yıl sürmüş ve 400 bin köylü amele olarak çalıştırılmış! Altın kubbelerin hikmeti de, Sibirya'nın altın madenleri.
Bu muazzam eserleri seyrederken, Karl Marx'ı da duyar gibi oldum: Rusya'daki toprak köleliğini ve despotik siyasi sistemi hatırla!http://eng.cathedral.ru/Kazan Katedrali
1801-1811 yılları arasında, Roma’daki San Pietro Bazilikası’ndan esinlenilerek, mimar Voronihin’in projesi temel alınarak yapılmıştır.
Napolyon’un Rusya’yı işgali sırasında direnen Rus ordularının başkomutanı Feldmareşal Mihail Kutuzov’un naaşıda 1813’de Katedral’e defnedilmiştir. (General Kutuzov bir dönem İstanbul’da Rus Elçiliği de yapmıştır.)
Devrimden sonra kilise özelliği yok edilen katedral tüm Sovyet dönemi boyunca Ateizim Müzesi olarak işlev görmüş. Halen dini evlilik merasimlerine ev sahipliği yapmakta ve aynı zamanda şehrin önemli bir görsel müzesi olan katedral, Sovyet döneminde dahi bağımsızlık sembolü özelliğini yitirmemiş, öyle ki Alman işgaline karşı Büyük Anayurt Savaşı (2. Dünya Savaşı) sırasında Sovyet askerleri, Kutuzov’un kabri başında vatana ve Leningrad’a bağlı kalacaklarına dair ant içmişler.
Yeniden Diriliş Kilesi (Kanlı Kilise)
Halk arasında “Kanlı Kilise” olarak da adlandırılır. Çar II. Alexander’ın 1881’de uğradığı suikastle ölümcül yara aldığı yere yapılmış olmasından dolayı bu isimle anılmaya başlamıştır. 5 kubbeli olan kilisenin, 81 metre yüksekliğindeki en yüksek kubbe suikastin gerçekleştiği yılı temsil ederken, 67 metre uzunluğundaki ikinci kubbe çarın öldüğü zamanki yaşını ifade eder.
Devrim sonrası yıpratılan ve kapanan kilise, Sovyet döneminin sona ermesiyle, 1997 yılında onarılarak müze ve ibadethane olarak yeniden açılmış. Kentin en çok turist çeken yapılarından birisi. Ayrıca klasik Rus mimarisinin simgesi olan soğan kubbelerin görülebildiği bir yapı.
http://www.cnnturk.com/hazir-cevap/gezi/st-petersburgdaki-kanli-kilisenin-hikayesi-nedir
Nevski Prospekt Caddesi
Dom Knigi, admiralteystvo, ermitaj gibi sadece petersburg'un değil, Rusya'nın tamamının da en önemli yapılarını barındıran cadde. Cadde Alexander Nevsky'nin caddeye bakan heykeliyle başlar ve kilometrelerce uzanarak Admiralteystvo'ya kadar devam eder.
Peter ve Paul Kalesi
Çar Büyük Petro tarafından, Neva nehri kıyısında büyük bir kent kurma girişiminin başlangıcı bir kale yapılmıştır. Bu kale bugün Peter ve Paul Kalesi olarak bilinir, orijinal olarak “SanktPiterburh” dan doğar. Tahmin edebileceğiniz gibi bu isim dönüşerek bugünkü Saint Petersburg şehrinin ismi olur.
Kale, hiç savaş görmemiştir. Bu nedenle herhangi bir yıkım yaşamamış ve surları aslında bir savunmaya elverişli yükseklikte değildir.
Kale içindeki sarayın en önemli özelliği bazı çarlarla birlikte özellikle devrimle düşen ve ailesiyle birlikte öldürülan Çar 2. Nikola ve aile fertlerinin mozolesine ev sahipliği yapmasıdır. Bir iç odada özel bir bölümde bulunmaktadır.
Peterhof Sarayı
Saray 1714-1725 yılları arasında Çar 1.Peter tarafından yaptırılmıştır. Yazlık olması düşünülerek yaptırılan saray için Rusya'nın Versailles'ı denilebilir. Deniz kıyısındaki kompleks yazın fıskiye oyunları ile şehrin çocuklarına eğlence olanakları sunmaktadır. Park ve saray şehrin dışındadır.
Saraya en rahat, deniz otobüsü ile ulaşılabilir. Deniz otobüsleri Hermitage (Kışlık Saray)'ın önünden kalkmaktadır.
Rus Devlet Müzesi
1895 yılında açılan müze iki binaya ayrılmıştır; 1819-1825 arasında Karl İvanoviç Rossi tarafından inşa edilen eski Mihail Sarayı ve L.N. Benois'nın planlarına göre 1912-1916 arasında yapılan başka bir bina. Müze de Bolşevik Devrimi’nden kalma hatıralar, üniformalar ve propagandaya dair eşyaların sergilendiği eşsiz eserler bulunmaktadır.
St. Petersburg şehrinin simgelerinden biri de köprülerle ve kanallarla bezeli şehirde gerçekleşen köprü açılışlarıdır.
Müzeye Dönüşen Evler
Rus tarihinde önemli yer edinmiş Dostoyevski, Puşkin, Anna Akhmatova ve Rimsky-Korsakov gibi isimlerin St. Petersburg’da bulunan evleri müze olarak kullanılmakta ve meraklı ziyaretçilerini beklemektedir. Dostoyevski'nin ya da eskiden yakınlarının şimdi de tutkulu okurlarının deyimiyle "Fedya'nın hayatının son üç yılını geçirdiği ev de mezarı da bu şehirde. Şehrin kalbi Nevsky Caddesi'ne çok da uzak olmayan bu müze ev Kuznechny adlı bölgede. Kapıda sizi Usta'nın şapkası karşılıyor. Evin diğer bölümlerinde de yazarın ve ailesinin eşyalarını görmek mümkün.
Şair Alexander Puşkin'in Gerges d'anthes ile girdiği düello sonucu yaralanıp kanlar içinde döndüğü müze ev ise şehrin kalbinin attığı bölgelerden biri olan Moika'da. Eğer şairin kısacık hayat öyküsü sizi çoktan etkisi altına almışsa müze eve daha ilk adımınızı attığınızda boğazınıza bir yumru gelip yerleşiyor.
Bu arada Puşkin'in bir zamanlar sık sık gittiği Nevsky Caddesi üzerindeki Edebiyat Kahvesi (Cafe Litteraturnia)de şairin anısını yaşatıyor. Bütçeniz kısıtlıysa içeride bir şeyler yiyip içmemekte fayda var. Girişte sizi Puşkin'nin balmumu heykeli karşılıyor.
Katerina Sarayı
Rusya tarihinin en önemli imparatorlarından biri olan Catherina adına yapılmış muhteşem bir saray. Çariçe Catherine’yı biz de tarihimizde Osmanlı paşası Baltacı Mehmet Paşa ile kurulan diyaloglarından tanıyoruz. Bu saray büyüklüğü, ihtişamıyla gerçekten görülmeye değer. Bahçesi de harika.
Alexander Nevsky Lavra
Alexander Nevsky büyük Rus prensi ve Rus savaşçisıdır.Önce Novgorod sonra da I. Vladimir beyliklerinin lideri olmuştur. Rusların uzun süre maruz kaldıkları Tatar ve Moğol yenilgilerin ardından Töton Şövalyeleri ordularına karşı kazandığı zaferden sonra "Nevski" (Rusça dilinde "Neva Muzafferi") soyadını aldı.
Yaz bahçeleri
Vasilyevsky İsland
Büyük Petro Antropoloji ve Etnografi Müzesi (Kunstkamera Müzesi)
Petro'nun ''Deli'' lakabı almasını bu müze ispatlıyor bence:) Müze içinde ki anatomi kısmı oldukça ilginç. Dünyanın ilk genetik deney türlerinin olduğu müzenin bu bölümünde siyam ikizlerinden, çift kafalı çocuklar, ilginç böcek türleri vs... var.
Ayrıca burada, eserlerin önünde bir dakikadan fazla bekleme yapmak yasak. Aksi takdirde devreye, Rusçası "Babuşka" olan, Türkçeye de "nine" olarak çevirdiğimiz koruma kuvvetleri giriyor ve hiç de nazik olmayan bir şekilde bekleme yapmamanız ve arkadakilere yer açmanız konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Baştada bahsettiğim gibi St Petersburg bir açık hava müzesi gibi ve bu şehirdeki kadar saray başka bir şehirde yoktur sanırım. Yukarıdaki bahsettiğim sarayların dışında birçok sarayda şehri süslüyor. Menshikov Palace, Pavlovsk Palace, Yusupov Sarayı ya da Moika Sarayı, Anichkov Palace, The Stroganov Palace, The Alexander Palace, Mariinsky Palace, Oranienbaum Palace, Tauride Palace, Marble Palace, Belosselsky Belozersky Palace, Nikolaevsky Palace sizce de yeterli değil mi? :))
Smolyn Katedrali
St Michael Castle
Hermitage Theatre
Naval Cathedral of Saint Nicholas in Kronstadt
Tihvin Mezarlığı
Bu mezarlık da Dostoyevski ve Çaykovski gibi tanınmış sanatçıların mezarları bulunuyor.
Diğer bilgilere bu linkten de ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder