Translate

30 Nisan 2015 Perşembe

Aristokrasinin Şehri Londra!

Londra / İngiltere / 2012



Londra Olimpiyatları için geldiğim Londra  gri,yağış, kasvetli şehir algısından benim için çok farklıydı. Bence oldukça renkli ve eğlenceli bir şehir. Binaları, meydanları, british stil eşyalar, kaliteli insanları ve aristokrasinin ağırlığı ile bu şehri farklı kılıyor...
Aristokrasinin 15 yy daki durumundan  şuan tabi ki çok farklı:) Bu yüzyılda denilenler ne kadar doğru tabi bilemiyorum ama, insanların çoğunun Haziran`da evlendiği çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yaptıkları, Haziran`da hala çok kötü kokmadıkları anlatılır.Ama yine de kokmaya başlayan gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşırlarmış:))
Londra dünyanın en önemli iş ve finans merkezlerinden biridir. Yaklaşık 8 milyonluk nüfusuyla AB'nin 2. kalabalık kentidir. Avrupa'da en fazla beyaz ırk harici insanın yaşadığı şehirdir. 300'den fazla farklı dil konuşulmaktadır.
Uluslararası turizmin kesişme noktasıdır. Dünyanın en kalabalık hava trafiği Londra hava trafiğidir. 5 uluslararası havaalanı bulunmaktadır. Bunların en büyüğü Heathrow'dur. Heathrow dünyanın en fazla uluslararası yolcu taşıyan havaalanıdır. Ayrıca sıfır noktası kabul edilen Greenwich buradan geçmektedir. Aslının bizde olduğu söylense de (Sultanahmet'de bulunan sıfır taşı dünyanın merkezi kabul ediliyordu) global güç bunu da kendi tekeline almış tabi ki:))
Yeşili bol olan bir şehirdir. Londra'da 143 adet kayıtlı park ve bahçe vardır ve Thames Nehri şehri ikiye böler.
Londra gezilecek yerler konusunda tam bir cennet. Özelikle tarih sevenler için bolca vakit ayırmanız gereken saraylar, müzeler, parklar ve meydanları ile Avrupa başta olmak üzere dünyanın en önemli şehirlerinden biridir. Özellikle kraliyet ait olan herşey ve dünyaca ünlü British Museum gibi çok değerli yapılar mevcut. 

Big Ben




Westminster Sarayı’nın saat kulesi olan yapı Londra’nın en çok fotoğraflanan noktalarından biridir. Resmi adı Saint Stephen’s Tower (Aziz Stephen’in Kulesi) olsa da Big Ben adıyla bilinir.  19. yüzyılın ortalarında inşa edildiğinde dünyadaki en büyük kulelerden biriydi. Kulenin çanı 16 ton ağırlığındadır.  Big Ben Büyük Britanya’daki en büyük saat olması yönüyle hala korumaktadır. Saatin yüzü yaklaşık 7.5 metredir. Big Ben zamanın doğruluğu ile de tanınır. Yapıldığı tarihten itibaren çok az kez saati yanlış göstermiştir.

Buckingham Sarayı



Buckingham Sarayı'nın bir kısmı hala kraliyet ailesi tarafından kullanılmaktadır. Kraliçenin sarayda olduğu günlerde özel bir bayrak göndere çekilmektedir. Saray, sadece kraliyet ailesi üyelerine değil ayrıca birçok çalışana da ev sahipliği yapmaktadır. Yaklaşık 600 odası bulunan sarayda bir balo salonu, resim galerisi ve yüzme havuzu bulunmaktadır.
Sarayın bazı kısımları yaz aylarında kraliyet ailesi üyeleri burada değilken ziyaret edilebilir. Fakat bu çok nadir bir durumdur. Ziyarete açık olan ilginç kısımlar biri daha Queen’s Gallery (Kraliçenin Galerisi) dir. Kraliyet koleksiyonlarının sergilendiği bu kısım görülmeye değerdir. 

Buckingham Sarayı’nın büyük bir kısmı ziyaret edilemese de buraya en çok turist çeken olay Changing of the Guards (Askerlerin Değişim) isimli törendir. 


Westminster Sarayı (Parlamento Binası )



Sarayın mimarî yapısı ve düzenlemesi oldukça karmaşıktır. Yaklaşık 1.100 odası, 100 merdiven çıkışı ve toplamda 4,8 kilometreyi bulan uzun koridorları vardır. Yapının büyük bölümüm 19. yüzyılda yapılmış olmasına karşın, bugün katafalk törenleri gibi bazı etkinliklerin düzenlendiği Westminster Hall ve Jewel Kulesi'si gibi tarihi bölümlerde hala ayaktadır.Saray, Lordlar Kamarası ve Avam Kamarası’na ev sahipliği yapmaktadır

Londra Kalesi




1078 yılında I. William tarafından yaptırılan Beyaz Kule, dörtgen biçimli yapısı ile tanınır; fakat kule birçok diğer bina, korunma duvarları ve hendeği ile bir komplekstir.


Kulenin yapılışının asıl amacı bir kale, kraliyet sarayı ve saray suçlularının tutulacağı bir tutuk evi olarak kullanmaktır. Kule bunların yanı sıra, idam ve işkence merkezi, cephanelik, devlet hazinesi, hayvanat bahçesi, darphane ve gözlemevi olarak da hizmet vermiştir.

Tower Bridge




Şehrin en ünlü sembolü olan mimarlık harikası köprüsüdür. Köprü, yakınındaki Tower of London ile uyumlu olması için Viktoryan gotik tarzda yapılmıştır. Londra'nın doğusunda gelişen ticaret nedeniyle 1870'lerde bir köprünün inşasına gerek duyuldu. Diğer yandan, o bölgede klasik bir köprü inşası da mümkün değildi. Çünkü klasik bir köprü, Londra Köprüsü ile Londra Kulesi arasında limana erişimi engellerdi.
1876 yılında açılan köprü proje yarışmasının sonucunda, Horace Jones'un köprü projesi kabul edildi 
London Eye



Thames Nehri kenarında, Jubilee Gardens’da 135 metre uzunluğundaki dönme dolap Londra gezilecek yerler listemizdeki en ünlü simge yapılardan biridir. Biraz uzun kuyruklar var önünde ama Londra'yı tepeden izlemek gerçekten muhteşemdi..

Thames Nehri



Güney İngiltere boyunca akan nehirdir. İngiltere’nin en büyük, Birleşik Krallığın Severn Nehri’nden sonraki en büyük nehridir. En çok etkilediği yer olarak Londra bilinse de Oxford, Reading, Henley, Windsor, Kingston ve Richmond’dan da geçmektedir. Nehir kenarında aslan figürleri bulunmaktadır. “When the lions are drinking, London is sinking.” (Aslanlar içiyorken Londra batıyor.) sözü ile ilişkilendirilen bu aslan figürleri Thames Nehri su seviyesini kontrol etmek için kullanılır. Su seviyesi aslan başlarını geçince şehirde sel alarmı verilmektedir. Londra gezilecek yerler listesindeki bir çok önemli yapı bu nehir etrafında yer alır.
Westminster Abbey





Westminster Sarayı ’nın karşısında bulunan manastırdır. Westminster Abbey, ayrıca pek çok bilim adamının ve İngiliz hanedan üyelerinin gömüldüğü bir kilisedir. Isaac Newton ve Charles Darwin'in de mezarları bu kilisede yer alır.
İlk olarak manastır olarak kurulmuş, 1560'ta Kraliçe I. Elizabeth tarafından St. Peter Kilisesi adıyla yeniden düzenletilmiştir.



İngiltere Kraliyet Ailesi'nin önemli törenlerini, cenaze, vaftiz ve nikâh işlemlerini Westminster Abbey'de düzenlenir.


St Paul Katedrali
Avrupa’nın en büyük katedrallerinden biridir. Katedral, Christopher Wren tarafından 1675 – 1711 arasında inşa edilmiştir. 




Kensington Sarayı







17. yüzyılda inşa edilmiş kraliyet ailesine ait saraylardan biridir. Sarayı ayrıca gayri resmi olarak Prens Harry ve kuzeni Zara Phillips tarafından kullanılmaktadır. 

British Museum



Londra gezilecek yerler listemizdeki en önemli müzedir. 1753 yılında kurulan müze sahip olduğu zengin koleksiyon ile dünyanın en önemli müzelerindendir. 100 bini aşan eser vardır. Yunan kültüründen, Mısır medeniyetine kadar bir çok eser müzede sergilemektedir.

Doğa Tarihi Müzesi



Aslında British Museum’ın parçası olan müze, Sir Hans Sloane’nin bir koleksiyonunu 1753 yılında bağışlaması ile başlamıştır. 

Madame Tussauds Müzesi

Dünyaca ünlü balmumu heykelleri müzesinin Londra şubesidir.  1835 yılında açılan müzede dünyaca ünlü simalara ait heykeller yer alıyor. 



Victoria ve Albert Müzesi



Dünyanın en büyük dekoratif sanat müzesidir. Yaklaşık 4.5 milyon parçanın bulunduğu müze, Londra’nın en çok ziyaretçi çeken müzelerinden biridir. İsmi Prince Albert ve Kraliçe Victoria'dan gelmektedir. Müze 1852 senesinde kurulmuştur. Kurulduğundan bu yana alanı 51,000 m²'lik bir genişleme yaşamıştır ve 145 galeri fazladan müzeye eklenmiştir. 5.000 yıllık bir sanat koleksiyonuna sahip olan müze eski çağdan günümüze kadar geniş bir yelpazeye sahiptir.

National Gallery



Londra gezilecek yerler listemizdeki en önemli müzelerden biridir. İçerisinde 1260 – 1900 yılları dönemine ait etkileyici bir koleksiyon bulunmaktadır. 

Tate Modern



Şehrin ünlü müzelerinden biridir. 20. yüzyıldan günümüze modern sanat eserleri burada sergilenmektedir. Eski bir güç istasyonu binasında bulunmaktadır. 

Tate Britain


İngiliz sanatı ile ilgili 1500 kadar sanat eseri müzede görebilirsiniz. 

Trafalgar Meydanı



Londra’daki en ünlü ve en büyük meydandır. Şehrin oldukça merkezi bir noktasında bulunan meydan Orta Çağlardan beri buluşma noktası olmuştur. Trafalgar Meydanı, Londra'nın merkezinde, National Art Gallery'nin ana giriş kapısının baktığı önemli meydan. Adını, Amiral Horatio Nelson komutasındaki İngiliz donanmasının Fransız ve İspanyol donanmalarını yendiği Trafalgar Savaşı'ndan alır.

Hyde Park



1637 yılında açılan Londra’nın ünlü parklarından biridir. Park oldukça geniştir ve içinde farklı kısımlar bulunmaktadır.

Marble Arch (Mermer Tak)




Hyde Park’da bulunan taktır. İlk olarak Buckingham Sarayı için yapılan tak sonrasında Hyde Park’a götürülmüştür. 1827 yılında John Nash tarafından tasarlanmıştır. 

Regents Park

Şehrideki  en büyük yeşillik alanlardan biridir. Park birçok turistik noktaya ev sahipliği yaparken 19. yüzyılın nadide mimari eserleriyle sınıra sahiptir.

Piccadilly Circus



Sahip olduğu neon ışıklı ilanlar ile Times Square’e benzetilen meydandır.

Covent Garden



Londra’da yer alan turistik bir bölgedir. Merkezinde cam çatılı bir sebze meyve pazarı bulunur ve esas Covent Garden’ın burası olduğu söylenir. 

Borough Market

Şehrin ünlü toptan ve perakende yiyecek pazarıdır. Southwark’da bulunan Borough Market Londra’daki en büyük ve en eski pazarlardan biridir. Devamı.

Harrods

Londra’nın en ünlü alışveriş merkezidir. Açılış tarihi 1849 yılına dayanan alışveriş merkezinde ürünler harika bir dekor içerisinde satışa sunulmaktadır. 

Notting Hill



Londra’nın renkli semtlerinden biridir. Her yıl Ağustos ayında düzenlenen karnaval ve Portobello Sokak Marketi ile tanınır.

Kensington Gardens



Hyde Park sınırında bulunan bahçelerdir. Kensington Sarayı’na ait olan bahçeler 111 hektarlık alan üzerine kuruludur. Devamı.

Royal Albert Hall



Londra’da bulunan en ünlü sanat merkezlerinden biridir. Kiremit binası 19. yüzyılda müzik ve eğlence salonu olarak inşa edilmiştir. 

Globe Tiyatrosu: Londra’nın tarihi ve ünlü tiyatrosudur. William Shakespeare ile bağdaştırılan tiyatro 1599 yılında kurulmuştur. 

30 St Mary Axe: Londra gezilecek yerler listemizdeki en etkileyici yapılardan biridir. 41 katlı gökdelen, farklı tasarımı ile elmas şeklinde panellere sahiptir.

Cutty Sark: 1869 yılında inşa edilmiş, tarihi bir yelkenlidir. Döneminin en hızlılarından olan Cutty Sark günümüzde Greenwich Limanı’nda karada sergilenmektedir.

Kew Gardens: Londra gezilecek yerler listemizdeki en önemli yeşil alanlardan biridir. Dünyanın en önemli botanik bahçelerinden olan yer 132 hektarlık bir alan kaplamaktadır. 

The London Dungeon: Tarihi olayların canlandırıldığı zindandır. Özel bir müze olarak geçen zindanlarda Londra’nın karanlık, geçmiş yüzü ile eğlenceli dakikalar geçirebilirsiniz. 

Stamford Bridge: Chelsea Futbol Kulübü’nün resmi stadyumu olan yapı özellikle erkek gezginler için Londra gezilecek yerler listemizdeki eğlenceli yerlerden biridir. Devamı.

St James Park: 23 hektarlık bir alan üzerine kurulu olan St James Park içerisinde güzel bahçeler, bir göl ve birçok açık alan bulunmaktadır. Devamı.

National Portrait Gallery: Londra’da bulunan bir sanat galerisidir. Önemli ve ünlü İngiliz kişilerinin portlerine ev sahipliği yapan galeri 1856 yılında açılmıştır. Devamı.

Imperial War Museum: İlk olarak I. Dünya Savaşı’na İngiliz katkısını tasvir etmek için kurulan müze sonrasında 20. yüzyıl ile ilgili bütün savaş öğelerini sunmaktadır.

Londra Hayvanat Bahçesi: Özellikle çocuklu gezginler için Londra gezilecek yerler listemizdeki eğlenceli duraklardan biridir. Yaklaşık 180 yıl önce kurulmuştur.

O2 Arena: Modern bir sanat salonudur. 20. yüzyılın sonunda milenyumu kutlamak amacıyla yapılmıştır. Dünyanın en görkemli konser salonlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Millennium Köprüsü: Thames Nehri üzerinde inşa edilen son köprülerden biridir. 2000 yılı milenyum için yapılan bu köprü Haziran 2000’de açılmıştır.

Devlet Tiyatrosu (İng: Royal National Theatre): Londra’nın milli tiyatrosudur. Royal Shakespeare Company Tiyatrosu ile İngiltere’nin görkemli tiyatrolarından biridir. 1963 yılında kurulan Royal National Theatre 1976 yılına kadar Waterloo’daki binasında hizmet vermiştir. Sonrasında Sir Denys Lasdun ve Peter Softley tasarımı olan günümüzde de kullanılan yerine taşınmıştır. Thames Nehri kenarında bulunan tiyatronun ülkeye büyük gelir sağladığı düşünülmektedir.

Soho: Londra’da bulunan bir semttir. Şehrin batısında yer alan bölge oldukça uzun bir tarihe sahiptir. Fakat Soho’yu 20. yüzyıldan itibaren ünlü yapan şey seks dükkanlarıdır. Gece yaşamı ve film endüstrisi ile de tanınan Soho 1980 yılından beri değişikliğe uğramaktadır. Günümüzde seks sektörü küçülürken ofis ve çalışma merkezlerinin yoğunlaştığı elit bir yer olmaya başlamıştır.

Londra Bilim Müzesi (İng: London Science Museum): Londra gezilecek yerler listemizdeki önemli müzelerden biridir. South Kensington’da bulunan müze şehrin en çok ziyaret edilen müzelerindendir. Yılda 2 -3 milyon ziyaretçisi vardır. Girişi ücretsiz olan müze içerisinde sanayi, endüstri, bilim konularında farklı nesne, sunum ve bilgilendirici öğeyi görmek mümkündür. Müze bünyesindeki geçici sergiler ücretli olabilmektedir.

Belediye Sarayı (İng: City Hall): Londra belediye binasıdır. Alışılagelmiş belediye binalarının aksine özellikle mimarisi ve tasarımı ile dikkat çeker. City Hall Southwark’de yer alır ve Norman Foster imzalı bina 2002 yılında açılmıştır. Yaklaşık 500 metrelik iç koridoru ve muhteşem iç tasarımı ile Londra gibi bir şehre yaraşır şekilde yapılmıştır. Londra gezilecek yerler listemizdeki en orjinal tasarıma sahip yapılardan olan City Hall içerisinde alınan tüketim önlemleri ile şehrin en yeşil binalarından biri seçilmiştir.

HMS Belfast: Bir müze gemisidir. Imperial War Museum tarafından Thames Nehri üzerinde işletilmektedir. Tower of London’ın karşısında bulunmaktadır. 1971 yılından beri sergide bulunan HMS Belfast 10.000 ton ağırlığındadır. Neville Chaamberlain tarafından “The Edinburgh” isimli gemi ile birlikte yapılmıştır. Birçok savaşta görev yapan HMS Belfast denizcilik tarihini merak edenler tarafından mutlaka ziyaret edilmelidir.

LEGOLAND Windsor: Büyük küçük herkese hitap eden yer Londra gezilecek yerler listemizdeki en eğlenceli yerlerden biridir. Legoland genellikle çocuklara yönelik bir parktır. Windsor, Berkshire’da yer almaktadır. Teması lego oyuncaklarıdır. 1996 yılında açılan Legoland Windsor, Danimarka’daki Legoland Billund’dan sonraki en büyük lego parkıdır. Windsor Kalesi’nden 8 mil ötede bulunan Legoland Windsor, her yıl yaklaşık 2 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Giriş ücreti 43.20 pound olan Legoland Windsor 09.30 – 10.00 arasında açılıp 17.00 – 19.00 arasında kapatılmaktadır

Warner Bros. Studios: Harry Potter’ın gizemli dünyasına ev sahipliği yapan platolardır. Tüm zamanların en sevilen filmlerinden olan Harry Potter’ın sahne arkası, kostümleri, kullanılan nesneleri Warner Bros Studio Tour London ile görülebilir. Tam bilet 57, indirimli bilet 52 pound olan Warner Bros Studio Tour London, Leavesden’de yer almaktadır.

Southwark Katedrali (İng: Southwark Cathedral): Londra’daki en eski gotik kilisedir. London Bridge’e yakın Thames Nehri kenarında bulunan katedral 1000 yıldan öncesine giden bir tarihe sahiptir. Katedral olarak değiştirilmesi ise 20. yüzyılın başına denk gelmektedir. Tarih kokan Southwark Cathedral’ı ziyaret ettiğinizde tarih, arkeoloji, mimari gibi öğeleri bir arada bulabilirsiniz. Katedral içerisinde bir kafe ve hediyelik eşya dükkanı da mevcuttur.

St Pancras Tren İstasyonu (İng: St. Pancras Railway Station): Şehrin tren istasyonudur. Victorya tarzı mimarisi olan bu istasyon ilk dönemlerde ulusal tren yolculukları için kullanılsa da 2007 den beri uluslar arası seyahatlarin başlangıç ve bitiş noktasını oluşturmaktadır. 1868 yılında açılan istasyon 2000 yılında büyük bir yenileme ve genişletme çalışması geçirmiştir. Buradan Paris, Brüksel gibi yerlere gitmek mümkündür. İçerisinde bir metro istasyonu mevcuttur.

Saint James Sarayı (İng: St. James Palace): Londra gezilecek yerler listemizdeki en eski saraylarından biridir. St James Park, Pall Mall yakınında bulunan saray, son iki yüz yıldır kraliyet üyeleri tarafından kullanılmasa bile önemini korumaktadır. 16. yüzyılda Kral VIII. Henry tarafından kullanılmıştır. 19. yüzyılda meydana gelen bir yangında büyük ölçüde zarar gören saray, yenileme çalışmaları sonucunda tekrar kullanılır hale getirilmiştir.

Amiraller Takı (İng: Admiralty Arch): Kral I. Edward tarafından annesi Kraliçe Victoria için yaptırılan arklar Trafalgar Meydanı’ndan the Mall’a gider ve Buckingham Sarayı’na bakar. Tak, adını deniz kuvvetlerinden almaktadır ve Sir Aston Webb tarafından dizayn edilmiştir. 1911 yılında tamamlanan tak değişik görsel tasarımı ile dikkat çekmektedir.

Wellington Takı (İng: Wellington Arch): Londra gezilecek yerler listesindeki bir diğer takdır.  Hyde Park’ın güneyinde Gren Park’ın batı köşesindedir. Decimus Burton tarafından tasarlanan tak 1826 – 1830 arasında inşa edilmiştir. Fakat oldukları yere ancak 19. yüzyılın sonuna doğru taşınmıştır. Yapılırken 1. Wellington Dükü’nü onuruna inşa edilse de tak üzerindeki dört atlı araba 1912 yılına kadar fark edilmemiştir.


The Shard: 72 kat ve 310 metre yükseklik ile Avrupa’nın en yüksek yapılarından biridir. Gökdelenin 68., 69. ve 72. katları ziyarete açıktır. Devamı.




24 Aralık 2014 Çarşamba

Küllerinden Doğan Şehir, Berlin!

Berlin / Almanya / 2011



Berlin, Almanya'nın başkenti olmasının yanında, yaşadığı acılar ve sonrasında yarattığı mucize ile dünyaya ders veren bir şehir. Küllerinden doğmasına gelince, büyük şehirlerin nüfusu giderek artarken, Berlin'in nüfusu II. Dünya Savaşı öncesinde 4,3 milyon iken, 2008 itibari ile 3,5 milyon kişi olarak tespit edildi. Böyle bir metropol için giderek azalan bir nüfus , geçirdiği değişiminde göstergesi.
Nazi Dönemi bu ülkeden çok şeyler alıp götürmüş. Ülkede Hitler'e ait hiç birşey yok, selamını vermek bile yasak... Berlin Duvarı, Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya 'ya kaçmalarını önlemek için Doğu Alman meclisinin kararı ile 13 Ağustos 1961 yılında Berlin'de yapımına başlanan 46 km uzunluğundaki duvar. Ayrıca kenti ikiye bölen Berlin Duvarın'a sonradan "Utanç duvarı" adı da verilmiş.

Batı Berlin'i abluka altına alan bu betondan sınır,1989'da Doğu Almanya'nın, isteyen vatandaşlarin Batı'ya gidebileceğini açıklamasının ardından tüm tesisleriyle birlikte yıkıldı.



Günümüzde bu duvarın üzeri ünlü grafiti sanatçılarının resimleriyle süslenmiş,  geçtiği yerler yapılanların unutulmaması için işaretlenmiş. Doğu Almanya Batı'yı yakalamaya başlamış bile. Berlin'de dev plazaların arasından çıkıp sadece 20-30 metre sonra cennet gibi bir parka girmek insanın aniden değiştiriyor. Biz bu yeşil ve tarih kokan şehirde bisiklete binerek muhteşem parklarında gezdik, gece klüplerinde eğlendik ve kendileriyle alakaları olmayan :)) tarihi müzelerini gezerken disiplinlerine hayran kaldık.


Karl Marx ve Engels heykelleri ve ben :)

Sanatın, tarihin ve doğanın bir arada bulunduğu bu şehrin insanı etkilememesi mümkün değil. Almanlar Güney Avrupa ülkeleri gibi tasarım ve lüks düşkünü değiller, ama bir ulus bazı şeyleri kendi üretebiliyorsa, gelişmemesi mümkün değildir. Bizim gibi her şeyinde dışa bağımlı ülkeler için yaşanılası, harika bir sosyal devlet!!

Checkpoint Charlie


Checkpoint Charlie bir zamanlar Doğu Berlin ile Batı Berlin arasında bir geçiş noktası olmuş. İki bölge arasındaki geçişlerin engellenmesi için bir zamanlar bu noktada, Amerikan ve Sovyet askerleri nöbetler tutar, duvarın yakınından kuş uçurtmazlarmış. Buradaki levhada ise dört dilde şunlar yazmakta: “Amerikan bölgesini terkediyorsunuz.”. Bu yerde ayrıca doğudan batıya geçmeye çalışanların ilginç öykülerini anlatan “Museum Haus am Checkpoint Charlie” isimli bir müze mevcut.

Berlin Duvar'ında birçok grafiti mevcut ama en meşhuru dudaktan dudağa öpüşen eski SSCB lideri Brejnev ile eski Alman Demokratik Cumhuriyeti'ni yöneten komünist devlet adamı  Hönecker :)


Potsdamer Meydanı



Şehir merkezinin göbeğinde bulunan Potsdamer Platz, Berlin’in en hareketli meydanlarından biri olup, yenilenen Berlin'nin yüzü olmuştur. Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra önem kazanan meydan, alışveriş merkezleri, yeni binalar, dükkanlar ve renkli caddeleriyle zengin ve canlı bir görünüme ulaşmış. Savaş öncesinde dünyanın en hareketli meydanlarından biriyken, duvarın ortasından geçmesi ve şehri iki merkezli (doğuda alexander platz batıda ku damm) hale getirmesiyle yıllarca boş kalmış, birleşme sonrasında dünyanın en büyük kentsel tasarım projesi olarak tarihe geçer şekilde yeniden inşa edilmiştir. 
Meydanda yer alan Mercedes Binası, Sony Center, Sony Center’ın içinde bulunan Film Museum Berlin, , Beisheim Center, Ritz Carlton Hotel, Amerika’daki gökdelenleri andıran Delbrück Hause ve Daimler kompleksi şehrin önemli yapıları arasında yer alıyor.

Brandenburg Kapısı


Berlin’in simgelerinden biri olan Brandenburg kapısı, üzerindeki dört atlı arabası heykeliyle oldukça ilgi çekiyor. Pariser Platz’ın merkezinde bulunan bu kapının yapımı 18. yy.’ın sonlarına dayanıyor. Berlin’in önemli meydanları arasında yer alan Pariser Platz, Amerikan ve Fransız Büyükelçilikleri, Hotel Adlon Kempinski, Berlin Sanat Akademisi (Akademie der Künste) ve Kennedy Müzesi gibi önemli mekanlara ev sahipliği yapıyor. Naziler  iktidara gelince, kapıyı sembol olarak kullanmaya başladılar.  II. Dünya Savaşı boyunca kapı tahrip oldu ama tamamen yıkılmadı. Doğu ve Batı Berlin hükümetleri kapıyı restore ettiler fakat kapı 1961'e, Berlin Duvarı yapılana kadar açılmadı. 1980'de Batı Berlin Belediye Başkanı Richard von Weizsäcker şöyle demişti Brandenburg Kapısı kapalı durdukça, Almanların meselesi kalacaktır.

Alexander Platz


Brandenburg Kapısı ile Reichstag’ın doğusunda yer alan bu meydan, turistlerin ve gençlerin buluşma noktalarından biri. Adını Rus Çarı I. Alexander’dan alan meydan, uzun yıllar önce şiddetli olaylara tanıklık etmiş ve barış sesleriyle yankılanmış.  Çevresinde pek çok otelin dışında Tv Kulesi ( Fernsehturm) ve Müzeler Adası gibi önemli turistik yerleri bulunduran meydan turistlerin uğrak noktasıdır. 



Alexander Meydanı'nda ki Dünya Saati


TV kulesinden Berlin'i fotoğraflamak...

368 m. yüksekliğiyle Almanya’nın en yüksek yapısı olan Tv kulesi, 1965-1969 yılları arasında Doğu Berlinli mimarlar tarafından yapılmış. Berlin’in sembollerinden olan bu kule, 203 m. yükseklikte bulunan gözlem odası ve 207 m. yükseklikteki restoranıyla dikkat çekiyor. Kulenin tepesinden Berlin manzarasını izlemek ise ayrı bir keyif.


Belediye Binası’nın tam karşısında yer alan Neptün Çeşmesi, 1891 yılında Roma Tanrısı Neptün’e itafen yaptırılmıştır. Roma çeşmelerini andıran Neptün’ün çevresinde, Almanya’nın dört büyük nehri olan Elbe, Ren, Vistula ve Oder’i temsil eden kadın heykeller bulunmaktadır.

Unter den Linden (Ihlamurlarin altında)



Brandenburger kapısı ile Alexanderplatz arasında yer alan bu geniş ve uzun cadde, şehrin karakterini ortaya koyuyor. Bu güzel caddede uzun bir yürüyüş yaparak Berlin’i daha yakından tanıyabilirsiniz.

Müzeler Adası



Beş farklı müzenin bulunduğu, etrafı kanallarla çevrili olan Müzeler Adası Berlin’de görülmesi gereken yerlerden biri. 1999 yılında Dünya Miras Listesi’ne giren bu ada, mimarisi ve konumuyla etkileyici bir güzelliğe sahip. Etrafında küçük kafelerin bulunduğu bu özel mekanda birbirinden güzel müzeler yer alıyor. Altes Museum (Eski Müze) ,Neues Museum (Yeni Müze) , Alte Nationalgalerie (Eski Ulusal Galeri), Bode Museum (Heykel) ve  Pergamon Museum (Bergama Müzesi) bunlardan birkaçı.

Pergamon Museum (Bergama Müzesi) 



Zeus Tapınağı
Bergama Zeus Sunağı, Millet Market Kapısı, İştar Kapısı ve Mshatta Alınlığı gibi yapılar ve bu yapılara ait eserler, gerçek yerlerinden ayrıntılı bir şekilde toplanarak bu müzede yeniden birleştirilmiş, Bergama Müzesi'nin adını dünya genelinde meşhur etmiştir. Sergilenen diğer eserlerin başlıcaları; Bergama Athena Tapınağının Girişi, Bergama'dan Athena Heykeli, Halep Odası'dır. Bunun yanı sıra, Türk çini ve halılarından da örnekler görülür.
Özellikle Bergama ve Milet'ten alınan eserlerle oluşturulan koleksiyonun Almanya'ya yasal olarak getilip getirilmediği konusunda tartışmalar vardır.Türkiye Hükümeti, bu eserlerin çoğunun gün ışığına çıktığı yer Türkiye topraklarında olduğu için, koleksiyonun geri iade edilmesi konusunda Almanya Hükümeti'ne başvurmuştur. 
Bence Almanlar'da kalması daha iyi oldu, en azından bu zamana kadar hakkıyla korunabildiler:)



Babil Kapısı

Reichstag


Alman Hükümet Merkez binası olan yapı, 1933 yılına kadar parlamento binası olarak kullanılmıştır. Ünlü mimar Norman Foster tarafından restore edilen bina Nisan 1999’dan bu yana meclis binası olarak kullanılmaktadır. Cam kubbesiyle göz alıcı bir görünüme sahip binanın kendine has bir güzelliği vardır. Berlin şehir manzarasını izleyebileceğiniz en iyi adreslerden biridir.

Gendarmenmarkt


Üç önemli yapının buluştuğu Gendarmenmarkt, görülmeye değer güzelliktedir. Fransız Katedrali, Alman Katedrali ve Konzerthaus( konser salonu) burada yer almaktadır.

Berliner Dom


Kaiser Wilhelm II tarafından 1905’te yaptırılan bu bina, Berlin’in en önemli katedrali ve protestan kilisesidir. II. Dünya savaşı döneminde oldukça zarar gören yapı, restore edildikten sonra 1933 yılında tekrardan ziyarete açılmıştır. Katedralin 114 m yükseklikte bulunan kubbesi Berlin’in nefes kesici manzarasını izleme imkanı sunmaktadır. Belirli zamanlarda konserlerin gerçekleştiği Berliner Dom’da klasik müzik konserine gitmenizi öneririz.

Bread & Butter Fuarı


Avrupa'nın ünlü moda fuarı Bread & Butter fuarı için geldiğimiz bu kentte, sevgili gazeteci dostlarımız Hürriyet'ten Sibel Arna & Elele Dergisi'nden Filiz Şeref ve Levis Turkey'den İpek ile harika vakit geçirdik.

Bellevue Sarayı


Spree Nehri’nin yanında konumlanan ve 20 hektarlık bir park ile çevrili olan bu konut, Almanya Cumhurbaşkanı’na ev sahipliği yapmaktadır. Almanya’nın ilk neoklasik yapısı olarak dikkat çeken saray, adeta bir şatoyu andırır.

Kreuzberg


Kreuzberg, ağırlıklı olarak Türkler’in yaşadığı bir bölge. Küçük İstanbul olarak anılan semtte Türk restoranları ve Türk pazarlarını görürseniz şaşırmayın. Sinema salonları, alışveriş yerleri ve gece kulüpleriyle dolu olan semt size Taksim’i anımsatabilir. Burada nehir kenarında bira keyfi yapabilir veya etraftaki kafelerde güzel bir kahve molası verebilirsiniz.

Charlottenburg Sarayı


Charlottenburg semtinde bulunan Schloss Charlottenburg, Berlin’in en eski sarayı olarak bilinir. 17.yy sonlarında dönemin soylularından Sophie Charlotte tarafından yaptırılan sarayın asıl adı Lietzenburg’dur. Ancak Sophie Charlotte’ın ölümünün ardından sarayın adı değiştirilerek Charlotte Kalesi anlamına gelen Charlottenburg adı verilmiştir. En az saray kadar güzel olan bahçesinde keyifli dakikalar geçirebilirsiniz.

Alışveriş Merkezleri


Ka De We Alışveriş Merkezi


La Fayette Alışveriş Merkezi


Alexa Alışveriş Merkezi

KaDeWe, La Fayette ve Alexa alışveriş merkezleri şehrin en güzel alışveriş duraklarından. Burada aradığınız her ürünü bulmanız mümkün. Şehrin batısında yer alan KaDeWe Berlin’in en lüks alışveriş merkezlerinden biriÖzellikle üst katında yer alan küçük restoranlar görülmeye değer. Doğu Berlin’de bulunan La fayette ise onu aratmıyor. Alexanderplatz’da bulunan ve daha orta sınıfa hitap eden Alexa da Berlin’deki önemli alışveriş noktaları arasında yer alıyor.

Flohmarkt ( 2.El Pazarlar)

Alışveriş için Berlin’in 2.el pazarları biçilmiş kaftan. Arkonaplatz, Mauerpark, Schöneberg, Kunstmarkt şehirdeki önemli pazarlardan birkaçı.






Berlin’e gidip de Spree Nehri ‘nde bir bot turu yapmadan dönmeyin. 
Tiergarten



Yemyeşil alanlarla dolu Berlin’de Tiergarten’da kısa bir yürüyüş yaparak huzur dolu anlar yaşayın. Ayrıca bu elektronik bisikletlerle kocaman parkın içinde bir tur atabilirsiniz.

Kaiser-Wilhelm Gedachtnis Kirche (Yıkık Kilise)


1891-95 yılları arasında I. Wilhelm’in anısına inşa edilmiş. Yıkık Kilise olarak bilinen bu yer 1943 yılındaki bombalı saldırı sonucu tahrip olmuş ve 113 m. yüksekliğinde olan kule, uğradığı hasarın ardından 63 m. yüksekliğe inmiş. Kilise özellikle Berlinliler’e savaş günlerini hatırlatan en önemli simgelerden biri.

St Mary Church

Berlin'in merkezinde yer alan protestan kilisesidir.. Protestanlığı kurucusu Martin Luther heykeli de yine bu bölge de bulunmaktadır.1518 yılında Roma'da Luther'in fikirlerine karşı bir papalık davası açıldı. Bu engizisyon davasında Luther gıyabında yargılandı. Papa her ne kadar afaroz ettiyse de o, afaroznameyi halk arasında yaktı. Seviyorum böyle duruşları olan insanları:)


Martin Luther Heykeli

Zoologischer Garten: Berlin Hayvanat Bahçesi
Almanya'daki  en eski ulusal hayvanat bahçesidir. Gördüğüm en güzel hayvanat bahçesiydi gerçekten. Gidip gitmemekte tereddüt etmiştim, birazda şehrin dışındaydı (metro ile 25 dk) ama şimdi iyi ki gitmişim diyorum. 35 hektar alan kaplayan park 1844 yılında Berlin'de açılmıştır. 1.400 farklı tür ve 14.000 civarı memeli bulundurmasıyla Berlin Zoolojik Bahçesi, Dünya'da en ayrıntılı tür barındıran hayvanat bahçesidir. Avrupa'da en çok ziyaret edilen hayvanat bahçesi olduğu düşünülmektedir. Dünyaca bilinen Knut, kutup ayısı veya Bao Bao, büyük panda gibi hayvanlar, parkın simgesi haline gelmiştir.

Deniz olmadan yaşayamam derseniz de, Berlin'de yapay da olsa güzel bir plaj var :) Kumları ve şezlongları ile  nehrin kenarına kurulmuş.
Berlin’de Görülebilecek Diğer Mekanlar
Botanischer Garten: Berlin Botanik Bahçesi
* Wannsee ve Müggelsee: Yüzme alanları içerir.
* Kurfürstendamm Caddesi: Sokak müzisyenleri, Berlin Heykeli görülebilir.
* Bauhaus Arşivi: Sanat okulu
* Berlin Duvarı Anıtı: Gedenkstatte Berliner Mauer, 70 m. yüksekliğindeki anıt.